Türk zenginlerin Cannes çıkartması

Volkan DEMİRKUŞAK

Fransa’nın Cannes şeh­rinde 10-15 Eylül tarih­leri arasında düzenlenen Cannes Yat Festivali, Monako ve Cenova fuarlarının hemen önce­sinde bir ilgi ve yıl değerlendir­mesi niteliği taşıdı. Türk marka­ları festivale yoğun ilgi gösterir­ken, en çok konuşulan 3-4 dilden biri Türkçe oldu.

Pandeminin rüzgârı bitti işler normalleşti

Öncelikle pandemiyle bir­likte “bugünün yarını yok” fik­ri ve yeni zenginlerin artışı, de­nizciliği öne çıkartmış ve ‘tek­nelerde yıllarca sıra bekleme’ diye yepyeni bir kültür oluş­muştu. 30-40 metre üzeri mo­toryatlarda bekleme süresine alışkın olan sektör, 10 metrelik yelkenlilerde de sıra görünce müşteri-satıcı algısı tıpkı oto­motiv sektöründe olduğu gibi karışmıştı. Türkiye’de faizlerin yükselişi ve dövizin uzun süre­dir benzer seviyede kalması da müşterilerin tekne alma konu­sunda ayağını frenden yavaş­ça kaldırmasını sağladı.

Ayrı­ca fırsatçılık kıvamındaki fahiş marina fiyatları, Avrupa ile mu­kayese edilemeyecek zamlar, charter şirketlerine getirilen yeni zorluklar, marina vergile­ri derken denizcilik sektörü zor sokulmaya çalışılsa da özellikle yabancı bayrakla alımların art­tığı kulağıma geliyor. Bakalım denizcilik konusunda özellik­le amatör denizcilere güzel ha­berler verebileceğimiz günler de gelecek mi? Fuarda konuştu­ğum markaların yöneticileri fu­arın iyi geçtiğini sadece geçen seneye oranla biraz daha sakin olduğunu ifade ettiler.

Türk bayrakları artıyor

Türk denizciliği zorluklarla boğuşurken, Türkiye’deki üre­timler artmaya, kalite yükselme­ye ve Türk bayraklı stantlar yo­ğunlaşmaya devam ediyor. Fu­arda dikkatimi çeken ve Hybrid Yacht Trophy ödülünü 48 Hibrit modeliyle alan Sirena, Kaşif ile şov yapan Bilgin, yeni gövdesiy­le Rock, 10. gövdeyi suya indiren Fabbro, 30 XP ile belki de usta­lık eserini sergileyen Numarine, Tersan, Aegean Yacht, daha ön­ce hiç tanışmadığım power ka­tamaran markası Maison Mari­ne… Bir çırpıda aklıma gelen ve bayrağımızı dalgalandıran üre­ticiler oldu. Tabi bazılarıyla de­taylı konuşma imkânı da bul­dum. O markalar hakkında da ayrıca haberlere yer vereceğiz.

Yeni markalar ve modeller geliyor

Fuarda dikkatimi çeken mo­dellerin başında Hanse 590 geldi. Yelken sevenler için gerçekten şa­şırtıcı bir ergonomi sunuyor. Je­anneu 55 de gezdiğim bir diğer yel­kenli. Tasarımıyla hep beğenimi kazanan Saxdor Sakari Mattila imzalı 34 GTWA ile 32 ve 40 ara­sındaki boşluğu doldurdu. Manda Yachts S07, Azimut Hibrit, Sunre­ef 70, San Lorenzo, Fountain Pajot 41, Fabbro 45, Sargo 45 de gezdi­ğim teknelerdi.

Gezmediğim çok tekne vardı, hepsinde aklım kaldı. Geçtiğimiz aylarda Porsche test sürüşündeyken seyretme şansına sahip olduğum Avusturyalı mar­ka Frausche yani bir diğer deyişle Porsche’ye elektrikli tekne üreten marka da Asmire Marine bünye­sinde Türkiye’de olacak, onunla da mini de bir seyir yaptım. Bu arada fuarı birlikte gezdiğim ve bilgisin­den beslendiğim dostlarım KRM Yacht Kurucusu Kerem Başer ve sohbet etme imkânı bulduğum Red Yacht Desing sahibi Fatih Sü­rekli’den de fuarla ilgili güzel yo­rumlar dönüşler aldım. Hem tasa­rımda hem de refitte Türk marka­larının yurtdışında çok daha fazla konuşulacağı ortada. Biz de med­yada ülkemizi uluslararası anlam­da temsil etmeye devam edeceğiz.

Deniz oyuncakları ve elektrikli tekneler

Fuarın ilgi çeken bir diğer kısmı da tabii ki deniz oyuncaklarıydı, bolca elektrik beslemeli şarjlı ürünler yine motoryatları süslerken elektriğe bir parantez de açmak lazım. Numarine 30 XP’nin yeni teknoloji incecik güneş panelleriyle enerji verimliliği denizcilikte de temiz enerjiye yönelimi gösterdi. Elektrikli Frauscher, Azimut, xShore, hibrit teknolojisine ciddi yatırım yapan Sirena, belki büyük boylarda tam anlamıyla elektrikliye geçiş için şimdilik imkânların zor olduğunu ama verimlilik ve tüketim anlamında çok iyi gelişmeler olduğunu gösteriyor.

Başa dön tuşu