Ziya İPEK
Pamukta hasat devam ederken, maliyetler ve üreticinin satış fiyatları arasındaki fark dikkat çekiyor. Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi’nin hesaplamalarına göre, çiftçi 1 kg pamuk için akaryakıt, gübre, zirai ilaç, işçilik, sulama maliyeti olarak 29 lira harcadı. Üreticinin sürdürülebilir tarım yapması için yüzde 35’lik kârla bir kilogram pamukta eline 40 lira geçmesi gerekiyor. Ancak yüksek maliyetlerle üretim yapan pamuk çiftçisi 29 liraya kendisine mal olan pamuğa şu an 20-21 lira arasında alıcı bulabiliyor.
Pamukta alan azalıyor verim artıyor
Türkiye’nin pamuk ekim alanı, lif üretimi ve veriminde yıllar içinde gözle görülür dalgalanmalar yaşandı. 1980-2022 yılları arasındaki tabloya göre, 1980 yılında Türkiye’de pamuk ekim alanı 671 bin 700 hektar iken, 1990’lı yılların başında bu alan hafif bir azalma gösterdi.
1995 yılında 757 bin 407 hektara kadar çıktı. Ancak 2000’li yıllardan itibaren ekim alanlarında belirgin bir daralma yaşandı. Özellikle 2005-2020 döneminde pamuk ekim alanı önemli ölçüde gerileyerek, 2009 yılında 420 bin hektara kadar düştü. 2022 yılında ise bir toparlanma görüldü ve ekim alanı 573 bin 161 hektara ulaştı. Yine de bu seviye, 1990’ların zirvesindeki ekim alanlarından önemli ölçüde geride kaldı.
Pamuk üretimi ise ekim alanlarındaki azalmaya rağmen, bir miktar artış gösterdi. 1980 yılında 500.000 ton olan pamuk üretimi, 2000’li yıllarda 880 bin ton seviyesine kadar yükseldi, 2002 yılında ise 983 bin 215 ton ile zirveye ulaştı. Ancak 2008-2010 yılları arasında üretimde düşüşler yaşandı. 2008 yılında 673 bin tona kadar geriledi.
2022 yılına gelindiğinde ise pamuk üretimi 1 milyon 17 bin 500 ton ile yeniden artış gösterdi. Ülkemizde pamuk verimi, teknolojik gelişmeler, tarım tekniklerinin iyileştirilmesi ve modern tarım uygulamaları sayesinde sürekli olarak artış gösterdi. 1980 yılında hektarda 744 kg olan pamuk verimi, 2000’li yıllardan itibaren hızla artmaya başladı ve 2006 yılında hektarda bin 660 kg’a 2010 yılında ise hektarda bin 700 kg’a ulaştı. 2013 yılına gelindiğinde verim, hektarda bin 950 kg ile zirve yaptı. Sonraki yıllarda verimde bazı dalgalanmalar görülse de 2022 yılında verim hektarda bin 780 kg seviyesinde kaldı.
Ülkemizde pamuk üretiminin yıllar içinde ciddi dalgalanmalar yaşamasının altında üreticinin pamuk ekiminden yüksek üretim maliyetlerinden dolayı kaçması gösterilirken düşük kazanç beklentileri ve alternatif tarımsal ürünlere yönelim gibi faktörler de ekim alanlarındaki azalmanın başlıca sebepleri arasında sayılıyor.
Tekstilde rekabetçi konumu korumak için pamuk önemli
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ahencan Tayakısı, Türkiye’nin pamukta ihtiyacı olan pamuğun büyük bir oranını ithalatla karşılamasının çözülmesi gereken çok önemli bir sorun olduğunu söylüyor. Pamuğun stratejik öneme sahip olduğunu, Türkiye’nin özellikle dünyada rekabetçi konumda olduğu tekstil ve konfeksiyon sektörünün temel hammaddesini oluşturduğunu anımsatan Tayakısı, pamukta yaşanan sorunun tekstil sektörünü de sıkıntıya soktuğunu aktardı.
Türkiye’de pamuk bilançosundaki olumsuzluklar sebebiyle gerileme eğilimine giren pamuk ekim alanlarının 2020-21 sezonunda son 40 yılın en düşük değeri olan 359 bin hektar seviyesinden sonra bilançodaki iyileşmeyle 2021-22 sezonunda 432 bin hektar alana yükseldiğini, aynı sezonda bilançonun daha da iyileşmesi sonucunda daha da artarak 2022-23 sezonunda 573 bin hektara çıktığını anımsattı. Tayakısı, ülke ekonomisinde yaşanan yüksek enflasyon etkisiyle üretim maliyetlerinin olağanüstü ölçülerde artmasına karşılık ürün fiyatlarındaki artışın maliyetlere oranla sınırlı kaldığını bu sebeple pamuk üretim bilançosunun daraldığını aktardı.
’22 yılda pamuk ithalatına 32 milyar dolar ödedik’
Türkiye’de pamuk üreticilerinin, yüksek maliyetlerle üretim yaparken ürünlerini piyasa koşullarından düşük fiyatlarla satmak zorunda kaldıklarını kaydeden CHP Adana Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, çiftçinin ortalama 27-28 lira maliyetle ürettiği pamuğa 20-21 lira arasında alıcı bulabildiğini, bunun da her kilogram pamukta 7-8 lira zarar etmesine yol açtığını söyledi.
1990’lı yıllarda Türkiye genelinde 750-760 bin hektar olan pamuk ekim alanının, bugün 350- 400 bin hektar seviyesine kadar gerilediğini bu daralmanın temel nedeninin, pamuk üreticisinin yeterince kâr edememesi ve alternatif tarımsal ürünlere yönelmesi olduğunu anımsatan Barut, yüksek üretim maliyetleri ve düşük satış fiyatlarının, pamuk tarımını çiftçiler için cazip olmaktan çıkardığını dile getirdi.
Türkiye’nin pamuk ihtiyacını büyük ölçüde ithalat yoluyla karşıladığını 22 yılda 18 milyon ton pamuk ithal edilerek toplamda 32 milyar dolar ödendiğini anımsatan Barut, pamuk ithalatı için harcanan paranın yerli üreticiye destek olarak verilmesi durumunda, hem üretim kapasitesinin artırılacağını, hem de çiftçinin refah düzeyinin yükseltilebileceğini dile getiriyor.
Pamuk üretimindeki sorunlardan biri de destekleme primlerinin yetersiz kalması. Şu an kiloda 1,6 lira olan destekleme primi, üreticinin maliyetini karşılamaktan uzak. Bu primin en az 5 liraya çıkarılması gerektiğini aktaran Ayhan Barut, gelecek yıllarda bu primlerin daha da azalacağı yönündeki beklentilerin, pamuk üretimini olumsuz yönde etkileyeceği uyarısında bulunuyor.