Ege iş dünyası ekonomide artık kalıcı tedavi istiyor

 

Özlem SARSIN

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar Temmuz ayı meclis toplantısında Türkiye ekonomisinden ihracatçıların vize sorunlarına kadar pek çok konuda gündemi değerlendirdi.

Yorgancılar, “Öncelikle şeffaflık, hesap verebilirlik, liyakatın temel alındığı hukukun üstünlüğü, kurumların bağımsızlığı ve koordinasyonu ekseninde kısa vadede güven, itibar ve öngörülebilirlik yaklaşımlarıyla kararlar alınırsa yatırım ortamında iyileşme, finansal istikrar, istihdam yaratan büyüme, gelir düzeyinde iyileşme, ithal bağımlılığında azalma gibi hedeflerimizde olumlu gerçekleşmeler olacaktır. Temel göstergelerde; azalan risk primi, gerileyen kur ve artan yabancı sermaye girişi karşımıza çıkacaktır. Ve nihai kazanımımız da, ülke ve kurumların kredibilitesinde artış, öngörülebilir bir ekonomi olacaktır” dedi.

“CDS’nin 300’e düşmemesi için sebep yok”

 Rasyonel para ve maliye politikası ile üretim odaklı bütüncül bir yaklaşım sergilendiğinde de, CDS Risk priminin 350-300’e gerilememesi için bir sebep olmadığını söyleyen Yorgancılar, “Bugüne kadar alınan kararlarla CDS risk primi 490’lardan 398’e düştü.

Demek ki rasyonel para politikası uygulamaları ve kurumların koordinsayonu, Merkez Bankası Başkanı’nın yaptığı açıklamalarla aldığı kararlarla CDS görünümümüzü önemli adımlar atmış bulunuyor. Dolarizasyonda gerileme söz konusu olacaktır. Ekonominin rasyonelleşmesi ile faizler azalacak, rezervler artacak ve enflasyon zamanla düşme eğilimine girecektir. Bunları gerçekleştirdiğimizde gelecekle ilgili pansuman değil kalıcı tedavi uygulamış oluruz.

Tüm bu adımlardaki süreklilik sonucunda da, orta ve uzun vadede bu tablo bir hayal ürünü değildir. Gerçekleşmesi çok mümkündür. Yeter ki, Mehmet Şimşek’in altını çizdiği, rasyonelleşme adımları uygulansın. Söylenenlerle yapılacaklar uygulandığı anda sorun yok. Gaye Erkan’ın Merkez Bankası’nın döviz rezervleri satışının son bulduğunu açıklaması da önemli” diye konuştu.

“Faiz artırımı yeterli değil”

 27 ay aranın ardından üst üste ikinci kez Merkez Bankası’nın faiz artırımına gittiğini belirten Yorgancılar, “Yeterli mi arttı bence değil. Daha artması gerekiyor muydu? Evet. Bundan sonraki süreçte dünya genelinde özellikle son dolar belirli bir seviyeye gelene kadar faiz artırımının süreceğini tahmin ediyorum.

Geç kalındığı için tek başına faiz artırımları kesinlikle yeterli değildir. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın geçen hafta enflasyon raporu bilgilendirme toplantısındaki açıklamaları ve yıl sonu enflasyon için iyimser de olsa yüzde 58 öngörüsü, uzun zaman sonra gerçekçi bir yaklaşım olarak olumlu karşılanmıştır. Ancak yüzde 58 enflasyon ne demek? Yıl başında asgari ücrete ilave yüzde 25 zam demek. Öte yandan diğer girdilere de zam gelecek. Bu da fiyatlara yansıyacak.

Maliyetlerin artması fiyatların yukarı çıkması demek. Kur korumalı mevduatta bankalara yüzde 15 zorunlu karşılık ayrıma kararı alındı. Yaklaşık 450 milyar gibi bir paradan bahsediyoruz. Yani bu para bankalardan çekildi. Bu da bankaların 450 milyar liralık bir fonu sisteme, sanayiciye, çiftçiye, esnafa, kobiye verme imkanı varken veremez hale gelmesi, banka maliyetlerinin artması demektir.

“Temizlik ürünlerinde KDV’nin artırılması doğru değil”

 Tarihimizin en acı depreminin, yüksek enflasyonun ekonomiye verdiği zararın, son 15 yılın en yüksek bütçe açığı ile karşı karşıya kalınmasına neden olduğunu söyleyen Yorgancılar, “Sonucunda da bitmeyen zamlar ve artan vergilere maruz kaldık.

Kalmaya da devam edecek gibi görünüyoruz. Zaruri olan temizlik ürünlerinde KDV oranının yüzde 8’den yüzde 20’ye çıkarılmasını doğru bulmadığımı da özellikle belirtmek isterim. Son gelen vergiler, rekabet gücünü zayıflatan bir duruma bizi sokmaktadır. Kayıt dışılığı artırıp rekabet gücünü zayıflatan, yurtdışına üretimi teşvik eden, enflasyonu körükleyen bu uygulama aynı zamanda adaletsizliği de artırmaktadır.

Yüksek vergiler tahsilat sorunu yaratacak, af çıkar beklentisi ile ödememe alışkanlığı bizim gibi vergisini düzenli ödeyenler için büyük bir adaletsizliğe neden olacaktır. Diğer yandan, vatandaşlar ve bizler bu ağır yükün altında iken, kamudan da aynı şekilde tasarruf beklediğimizi, israftan kaçınılması gerektiğinin altını özellikle çizmek isterim” dedi.

“90 gün vize muafiyeti istiyoruz’’

 Avrupa Birliği’nin en uzun süreli aday ülkesi olan Türkiye’ye ise vize konusunda sorun üstüne sorun yaşatıldığına dikkat çeken Yorgancılar, “Süreç olarak, AB ile ilişkilerin yeniden canlandırılması gündemde iken önerimiz; AB tam üyeliğine aday olan Arnavutluk için de uygulanacak olan schengen bölgesine 90 günlüğüne vize muafiyetinden, ülkemizde iş dünyası ve öğrencilerin öncelikli faydalanmasıdır.

Hükümetimizden bu konuda acil ve kararlı adımların atılmasını bekliyoruz. Ayrıca, AB’ye vizesiz seyahat için karşılanması gereken 72 kriterden kalan 6 kriter için de çalışmaların hızlandırılmasında fayda görmekteyiz. Kriterler; terörle mücadele mevzuatı, kişisel verilerin korunması, cezai konularda adli işbirliği, yolsuzlukla mücadele, Europol ile anlaşma ve geri kabul anlaşmasıdır” dedi.

 

Başa dön tuşu