Bu yazımda, iş dünyası ve genel olarak ülkelerin ekonomik refah, gelişmişlik seviyelerinin belirleyici faktörü haline gelen “Dijitalleşme ve Teknolojik Alt Yapı” ile ilgili olarak Türkiye’ye özgü bazı verileri paylaşmak, durum tespiti yapmak istiyorum.
Bilgilerin çoğunu Vodafone’un Politika Analiz Laboratuvarı (PAL) işbirliğiyle hazırladığı Dijital Türkiye Raporu 2030‘dan aldım. Türkiye’nin dijital dönüşümdeki durumunu, potansiyel gelişim alanlarını ve bunların olası ekonomik etkilerini sizler için özetledim ve değerlendirdim.
Raporda, Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğundaki en önemli 3 unsur “Toplum, Şirketler ve Devlet” olarak ele alınıyor. Bu unsurların olmazsa olmaz bileşeni ve önkoşulu durumundaki altyapı da dördüncü eksen olarak inceleniyor. Verilere göre Türkiye’nin dijital dönüşümdeki durumu genel olarak çok kötü değil. Hatta ve özellikle devletin dijitalleşmesi gibi bazı alanlarda benzer ülkelerden daha iyi. Ancak dünyanın yapay zekaya entegrasyon hızı ve bilim teknoloji destekli rekabet seviyesi göz önüne alındığında pek çok alanda önemli gelişim ihtiyacımız olduğu da hemen göze çarpıyor.
İlk önce toplumdan başlayalım…
Toplumda dijital becerilerin giderek yaygınlaştığı bir gerçek. Bireylerin %30’u en temel düzeyde dijital beceriye sahip. Ancak dünyadan kopmamak için bu oranın 2030 yılında %80’e ulaşması gerekiyor. Çünkü bu gelişme, bireylerin günlük aktivitelerini kolaylaştırırken, akademik olanakları
iyileştirmekte, kamu hizmetlerine ve iş olanaklarına erişimde de önemli rol oynayacak. Dolayısı ile genel kalkınmaya ve verimliliğe olumlu etki edecek. OECD verilerine göre, Türkiye’de 16-74 yaş arası bireylerin %64’ü en az temel düzeyde dijital beceriye sahipken bu oran, OECD’de ortalama %84’e yakın. O yüzden ülkemizin bu alandaki performansını yani dijital becerilerini artırması için eğitim ve destek programlarının hızla iyileştirilmesi gerekiyor.
Şirketler dijitalleşme konusunda vites yükseltmeli…
Şirketlerin %60’ı dijitalleşmeye yatırım yaptığını belirtiyor. Doğal olarak bu yatırımların artmasıyla, şirketlerin verimliliği ve rekabet gücü de artıyor. Ancak yeterli görünmüyor çünkü Avrupa Birliği (AB) verilerine göre, AB şirketlerinin %80’i dijitalleşmeye yatırım yapıyor. Aradaki farkın kapanması şart. Yoksa geride kalırız. O halde hiç zaman kaybetmeden şirketlerin dijitalleşmeye yatırımlarını teşvik eden politikalar geliştirilmeli.
Devlet, dijital hizmetleri yaygınlaştırmayı hedefliyor.
Yurt dışına gittikçe fark ediyoruz ki Türkiye’de kamu hizmetlerinin dijitalleşme seviyesi diğer ülkelerin çoğundan iyi seviyede. Özellikle e-devlet ile resmi işlemlerin %80’i, diğer kamusal hizmetler %70 civarında dijital ortamda sunuluyor. Bu oranın 2030’da %95’e ulaşması planlanıyor ki bu da kamu hizmetlerine erişimi kolaylaştırırken hepimizin yaşam kalitesini de artıracak.
Altyapı, yani fiber altyapı ise dijital dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.
Dijitalleşmenin hızlanması için 1,5 milyon kilometre olan fiber altyapımızın 2 milyon kilometreye çıkarılması, eski nesil mobil teknolojilerin terk edilerek daha etkin, yaygın şekilde 4.5 G kullanılması ve uzun vadede de 5G’ye geçilmesi gerekiyor. Eğer bunlar yapılırsa Türkiye her yıl GSYH’sine %2,2’lik bir katkı (19 milyar dolar) sağlayabilecek. Çünkü internet hizmetlerinin kalitesini artırmak için mobil iletişim alanında yeni nesil teknolojilere geçiş hızlandırıldığında dijital dönüşümün sağlayacağı kazançlar da artacak. Bunlar sayesinde de dijitalleşmenin Türkiye ekonomisine büyük katkısı olacak. Şöyle ki 2023 yılında, dijital ekonominin büyüklüğü 1,2 trilyon dolarken bu rakam 2030’da 2,5 trilyon dolara ulaşacak. Bu gelişmeler de istihdama ve ekonomik büyümeye önemli bir itici güç sağlayacak. Toplumsal refah yükselecek.
Özetle, dijital dönüşümün hızlandırılması için aşağıdakiler hızlı ve etkin biçimde yapılmalı:
· Dijital becerilerin geliştirilmesi için eğitim ve destek programları yaygınlaştırılmalı.
· Şirketlerin dijitalleşmeye yatırımları teşvik edilmeli.
· Kamu hizmetlerinin dijital ortamda sunulması için altyapı yatırımları hızlandırılmalı.
Sonuç: Dijital dönüşümde önemli bir potansiyele sahibiz. Ancak bu potansiyelin hayata geçirilmesi için gerekli adımların güçlü ve kararlı atılması gerekiyor