Dijital dünyada gezinirken, içerik üreticilerin ve platformların gençlerimizi nasıl koruyacağı sorusu, her zamankinden daha önemli hale geliyor. Bir milyarı aşkın kullanıcısı olan TikTok, bu konuda ön saflarda yer alıyor.
Geçtiğimiz günlerde, dijital dünyanın karmaşık sularında gençlerimizi nasıl daha iyi koruyabileceğimize dair Dubai’de kritik bir buluşma gerçekleşti. Türkiye’den bazı gazetecilerle birlikte ben de oradaydım. TikTok ekibinin ev sahipliğinde düzenlenen “Youth Mental Health Summit” isimli zirve, MENAT bölgesinden gelen güvenlik uzmanları, akademisyenler ve dijital dünyanın öncü isimlerini bir araya getirdi. Bu toplantının amacı, gençlerimizi yalnızca içerik üretmeye değil, aynı zamanda “sorumlu dijital vatandaşlar” olmaya teşvik etmekti.
İçerik ve Etkileşim: Hassas Bir Denklem
Dijital platformların, özellikle Instagram ve TikTok’un, kullanıcıların ilgi alanlarına göre kişiselleştirilmiş içerik sunduğu bir gerçek. Ancak, bu süreçte nitelik ve nicelik arasında bir denge kurulması gerekiyor. Kullanıcıların sadece yüksek etkileşim alan içeriklerle bombardıman altında kalmaması, aynı zamanda bilgilendirici ve kaliteli içeriklere de maruz kalması önemli. Bu, gençlerin sadece eğlendirilmediği, aynı zamanda eğitildiği ve bilinçlendirildiği bir ekosistem yaratılmasını sağlamada büyük önem taşıyor.
TikTok’un EMEA Bölgesi Sosyal Destek, İş Birlikleri ve Güvenlik Başkanı Lynn Sutton, etkinliğin ilk panelinde dijital dünyanın sınırsız imkanlarını ve potansiyel tehlikelerini haritalandırdı. Sutton, teknolojinin gençlerimizi nasıl yutabileceği konusunda uyarılar yaparken, TikTok’un güvenlik konusundaki önde gelen isimleri, medya okuryazarlığının gençler için neden hayati önem taşıdığını ve bilinçli tepkiler vermenin yollarını tartıştı.
En önemli konu: Gençlerin ruh sağlığı
İkinci panelin odak noktası, “Gençlerin Ruh Sağlığını Korumak İçin Dijital Topluluklar Oluşturmak” oldu. Burada, kullanıcılar arasında şefkat bağı oluşturabilecek sağlıklı dijital toplulukların nasıl kurulabileceği üzerine yoğunlaşıldı. TikTok, bu amaçla herkesin kendini güvende hissedebileceği, olumlu ve destekleyici bir ortam yaratma peşinde.
Lynn Sutton, TikTok’un platformu daha güvenli bir yer haline getirmek için sürekli olarak çalıştıklarını, kullanıcıların içeriklere güvenli ve sorumlu bir şekilde erişebilmeleri için gerekli araçları ve desteği sağlama öncelikleri olduğunu vurguladı. TikTok, bu sorumluluğu ciddiye alıyor ve olası tehlikelere karşı hızlı harekete geçmeye kararlı.
İstanbul Özyeğin Üniversitesi’nden Doç. Dr. Akın Ünver‘in Güvenlik Danışma Konseyi üyesi olarak vurguladığı gibi, engeller koymak yerine bilinçlenmenin önemi üzerinde duruldu. Bu çağda bilgi hızla yayılıyor ve gençleri sadece içerik üretmeye değil, aynı zamanda sorumlu dijital vatandaşlar olmaya teşvik etmek hayati önem taşıyor. Ünver, doğruyu seçmeye ikna etmenin, engelleri aşmanın yol açabileceği yeni sorunlardan daha etkili olduğunu belirtti.
Zirve, herşeyden önce bir birey olarak TikTok’un gençleri dijital dünyanın tehlikelerine karşı korumak ve onları bilinçlendirmek için attığı adımları anlamamızı sağladı. Ancak, bu süreçte ebeveynlerin ve eğitimcilerin de aktif bir rol alması gerektiğini unutmamakta fayda var. Dijital dünya, karmaşık ve zorlayıcı olabilir ancak bu tür etkinlikler, gençlerimizin bu dünyada nasıl daha güvenli ve bilinçli bir şekilde ilerleyebileceğine dair umut veriyor.
İçerik üreticilerin farkında olmadan dezenformasyonun bir parçası olabileceği gerçeği, bu zirvede tartışılan önemli konulardan biriydi. Dijital platformlar, gençlerimizi bilinçlendirmek ve onlara sorumlu içerik üretiminin önemini öğretmek için mükemmel bir fırsat sunuyor. Ancak, bu fırsatın doğru şekilde kullanılması için, hem platformların hem de içerik üreticilerin sorumluluk alması gerekiyor. Gençlerimizi, sadece içeriği tüketen değil, aynı zamanda bilinçli ve sorumlu bir şekilde bilgiyi keşfeden bireyler olarak yetiştirmek, dijital çağın en büyük zorluklarından biri.
Bu buluşma, dijital dünyanın derinlikleri arasında gençlerimizi koruma misyonumuzun ne kadar kritik olduğunu bir kez daha hatırlattı. Dijital vatandaşlık, yalnızca teknolojik becerileri değil, aynı zamanda etik ve sorumluluk duygusunu da içeriyor. Gençlerimizi bu yeni dünya düzenine hazırlarken, onlara sağlam bir pusula ve güvenli limanlar sunmak bizim görevimiz. Bu zorlu ama umut verici yolculukta, her birimiz bir fener olabiliriz.