Türkiye’nin tarımdaki birinci sivil toplum kuruluşu olan ve kurulduğu 1930 yılından beri çiftçinin sesi olmaya devam eden Adana Çiftçiler Birliği, 2023 Yılı Tarım Raporu’nu açıkladı. Lider Keyifli Doğru’nun imzasıyla yayınlanan raporda, tarım ve hayvancılıktaki sıkıntılar ile tahlil tekliflerine yer verildi.
Adana Çiftçiler Birliği Lideri Memnun Yanlışsız, tüm dünyayla birlikte Mart 2020’den geçtiğimiz yaz aylarına kadar yaşanan ve can kayıplarının yanı sıra büyük ekonomik kayıplara da yol açan pandemi sürecinin sona ermesine karşın memleketler arası piyasalardaki ziraî girdi ve emtia fiyatlarındaki yükselişin devam ettiğini bildirdi. Covid-19 salgınının tarımın ne kadar vazgeçilmez ve stratejik bir dal olduğunu bir kere daha tüm insanlığa gösterdiğini vurgulayan Yanlışsız, “Bu kanılar ışığında 2023 yılına girerken, tarım ve hayvancılık kesiminde esas yaşanan problemler, niyetlerimiz ve tahlil tekliflerimizi içeren Tarım Raporu’muzu hazırladık” dedi.
Basınçlı sulama sistemlerine sürat verilmeli
2023 Yılı Tarım Raporu’nun birinci hususunda iklim değişikliğine dikkat çekilerek, “İklim değişikliğinden en olumsuz etkilenecek ülkelerden biri olarak, ziraî sulama konusunda su kaynaklarımızı daha yeterli koruyacak, daha az suyla, daha az güç sarf ederek, daha fazla randıman alınabilecek kapalı basınçlı sulama altyapı yatırımlarına sürat verilmeli. Ziraî sulama projeleri, Türk tarımının geleceği için en kıymetli yatırımdır” görüşü lisana getirildi.
Enerji maliyetlerindeki artış
Artan güç maliyetlerinin ziraî sulama, hayvancılık ve ziraî üretim ile tarım ve hayvancılık eserlerinin işlenmesinde güneş gücüyle elektrik üretmenin daha fazla teşvik edilmesi zorunluluğunu ortaya çıkardığı vurgulanan raporda, “Bu teşvikler yalnızca finansman dayanağıyla değil; çorak ve taşlık toprakların GES yatırımına açılması, küçük alanda daha fazla güç üretebilecek yeni panellerin geliştirilmesi, bürokrasinin azaltılması üzere mevzuları da kapsamalı” denildi.
Besin enflasyonu ile mücadele
Gıda enflasyonu ile uğraşta önceliğin ziraî girdi maliyetlerini düşürücü önlemlerin alınmasına verilmesi gerektiği görüşünün lisana getirildiği raporda, tüm dünyayla birlikte yaşanan besin fiyatlarındaki artışın sebebinin Türk çiftçisi olmadığı, hatta tarım, besin fiyatlarındaki artıştan en olumsuz etkilenen dalların başında tarım bölümünün geldiği söz edildi. Planlı üretim modeli Raporda, planlı üretim modeli ile ülkede üretim ölçüsü tüketimden az olan stratejik eserlerin değil, arz ve talep dengesizliği nedeniyle fazla ekildiğinde ihracat bahtı da olmayan, bilhassa yaş meyve ve sebzede sulama imkanı, verimlilik, kalite ve alternatif eser imkanlarının da gözetilerek planlama yapılması gerektiği vurgulandı.
Tarımsal destekler
Raporda, ziraî takviyeler ve bu dayanakların içeriği hususlarına da dikkati çekilerek, “Tarımsal destekleme; üretime, randımana ve üretim maliyetlerini düşürmeye odaklı olmalı. Ziraî takviyeler içinde yer alan mazot, gübre ve yem üzere kıymetli girdiler ile fiyat fark takviyesi ödenen eserlere ilişkin ünite fiyatlar gelecek yılki üretimi teşvik için asgarî sayılarla en geç 1 Aralık tarihinde açıklanmalı. Piyasada oluşacak girdi maliyetlerindeki ve eser fiyatlarındaki değişimler bakanlıkça takip edilerek 30 Ekim tarihinde birinci açıklanan takviye ölçüleri revize edilerek kesin dayanaklar belirlenmeli. Çiftçinin özgür piyasada oluşacak fiyatlarla ziyan etmesini engellemek hedefiyle belirlenen son takviye fiyatlarının tamamı en geç takip eden yılın 31 Mart tarihine kadar çiftçi hesaplarına yatırılmalı” denildi.
