Dünya genelinde trend olan bitkisel protein trendinin, bakliyat ve hububat ürünlerine olan talebi büyük ölçüde artırdığından söz eden Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, bu trendi yakından takip ederek ihracat pazarlarını genişlettiklerini ve Amerika, Hollanda, Almanya, Fransa, Kanada ve Belçika gibi 4 kıtada 26 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerinden söz etti.
Bunun yanı sıra, 10 binden fazla yurt dışı satış noktasında, özellikle ABD’de bin 500’den fazla noktada yer aldıklarını söyleyen Yorgun, Türkiye’nin verimli topraklarında yetiştirilen ürünlerine dış pazarlardan gelen yoğun talebin, ülke ekonomisine önemli katkılar sunma potansiyeline sahip olduğunu dile getirdi.
Bakliyatın, dünya genelinde protein, lif, vitamin ve mineraller bakımından zengin, sağlıklı bir besin kaynağı olduğunu belirten Yorgun, “Bu durum, hem yerel hem de uluslararası pazarlarda bakliyat ürünlerine olan talebi artıran önemli bir faktördür. Reis Gıda olarak, bu trendi doğru analiz ederek ürün portföyümüzü sürekli yeniliyor ve tüketicilerin değişen ihtiyaçlarına cevap veriyoruz” dedi.
“Dijital pazarlamada ilerleme kaydediyoruz”
Reis Gıda olarak, 2023 yılında yurt içi ve dışında gösterdikleri performansın, belirlenen hedeflerin ötesinde bir başarıya işaret ettiğini aktaran Işılay Reis Yorgun, yıl boyunca koydukları ihracat hedeflerine ulaşmanın ötesine geçtiklerini ifade etti.
Yorgun, özellikle e-ticaret ve dijital ihracat platformlarındaki varlıklarını güçlendirerek dijital pazarlama stratejilerini ilerlettikleri bir süreç yaşadıklarını anlattı. Stratejik ortaklıklar sayesinde ihracat ağlarının genişlediğini ve markanın uluslararası alandaki görünürlüğünü artırdığını vurgulayan Yorgun, “2024 yılında da bu başarı grafiğini sürdürmek ve yeni hedef pazarlarımızla işbirliklerimizi daha da güçlendirmek temel amacımız.
Tarımsal üretimdeki büyümeye odaklanarak, ürün arzımızı artırma ve müşterilerimize en yüksek kalitede ürünler sunma hedefimiz doğrultusunda, Ar-Ge faaliyetlerimizi ve üretim kapasitemizi artırmayı planlıyoruz. Bu stratejiyle, hem yurt içinde hem de yurt dışında pazar payımızı genişletmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
“Bakliyat Köyleri ile üretim çeşitliliği artacak”
2020 yılında hayata geçirdikleri “Reis Bakliyat Köyleri” projesinden söz eden Işılay Reis Yorgun, sürdürülebilir tarımın ve yerli tohumların korunmasını temel alarak bu projenin geliştirildiğini belirtti.
Bu projenin merkezinde, eşitlikçi bir iş gücü anlayışıyla kadınların ve gençlerin ekonomiye entegrasyonuyla birlikte, iklim değişikliği ve nüfus artışı gibi global zorluklara karşı çözümler üretme, yerel tohumların korunması ve yerel tarımın teşvik edilmesi çabasının yattığını anlatan Yorgun, projenin ana hedefleri arasında, yerli bakliyat çeşitlerinin üretimini sürdürülebilir bir şekilde desteklemek ve atalık tohumları gelecek nesillere taşımak olduğunu ifade etti.
Bu amaca ulaşmak için, Bolu’nun Çamyayla Köyü ve Samsun’un Bafra ilçesi gibi başarıyla devam eden yerlerin yanı sıra, Çanakkale’nin Kocaveli Köyü ve İstanbul’un Silivri ilçesinde de yeni bakliyat köyleri kurduklarını söyleyen Yorgun, “Bu yaklaşım, yerel ekonomiye katkıda bulunmanın yanı sıra, genç çiftçilerin kendi bölgelerinde kalmasını teşvik ederek kırsal kalkınmayı desteklemeyi hedefliyor. 2024 yılı için belirlediğimiz hedefler kapsamında, projemizi daha fazla bölgeye yaygınlaştırmak ve daha geniş bir çiftçi topluluğuna ulaşmak yer alıyor. Böylece, hem tarımsal üretimin çeşitliliğini artırmak hem de sürdürülebilir gıda sistemlerine katkıda bulunmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
“Sürdürülebilir üretime yatırım yapılmalı”
Türkiye’nin bulunduğu coğrafya ve iklim koşulları, biyoçeşitliliği, zengin tarımsal üretim kültürü ve yetişmiş insan kaynağı ile tarım sektöründe büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyleyen Işılay Reis Yorgun, bu potansiyelin tam anlamıyla kullanılabilmesi için sürdürülebilir üretim yöntemlerine yatırım yapılması, teknolojik yeniliklerin benimsenmesi ve pazar çeşitliliğinin artırılması gerektiğini ifade etti.
Özellikle kırsal göç, artan üretim, mazot, gübre ve zirai ilaç maliyetleri; tarla kiralarındaki yükseliş, işçilik giderleri ve genç üreticilerin azalması gibi sorunlara dikkat çeken Yorgun, “Ülke olarak sebeplere odaklanmayı, sonuç yerine süreci ve kriz yerine risk yönetmeyi ortak akıl ile değişim ve dönüşüm projelerini geliştirerek reel ve güncel verilerle rasyonel zeminde ilerlemeyi kesintisiz sürdürmeliyiz” şeklinde konuştu.