Altay, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu hakkındaki yargı kararıyla ilgili, demokrasiden eser kalmadığını öne sürdü.
İmamoğlu hakkında çeşitli mazeretlerle soruşturmalar açıldığını ileri süren Altay, ceza aldığı davada misyonlu birinci hakimin, 7 yıl misyon yapması gerekirken 1 yılda, istedikleri kararı vermeyeceği için sürüldüğünü savundu.
Altay, terör örgütü üyesi çalıştığı öne sürülen İBB’de, AK Parti periyodunda FETÖ iltisaklı şahısların işe alındığını lakin bugün terörist dediklerinden birinin şehit kardeşi olduğunu, bir oburunun ise belediyede dahi çalışmadığını argüman etti.
Bir paranoya olduğunu tabir eden Altay, “İBB, Ekrem İmamoğlu, Bay Kemal, altılı masa paranoyası Türkiye’de önemli olarak hukuk skandallarının aleladeleştiği bir tablo haline dönüşmüş” diye konuştu.
Altay, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının, temel hak ve özgürlüklerle bağdaşmadığını öne sürerek, “Orta yerde de bir terörist çıkmadı. Kabahat işleri bakanı attığı iftirayla kaldı. O 700 sandık görevlisine, hepsine terörist dedin. Yazık değil mi 557 İBB çalışanına, hepsini teröristlikle suçladın. Ben onlara buradan davet yapıyorum, hepiniz Süleyman Soylu hakkında tazminat davası açın. Yargı bu türlü gitmeyecek. Yargı da inşallah olağanlaşacak ve kazanırsınız. 3-5 kuruş para alırsınız” değerlendirmesinde bulundu.
Feda edilecek bir tek belediye liderlerinin olmadığını vurgulayan Altay, şunları kaydetti:
“Genel Liderimizin söylediği üzere Ekrem İmamoğlu onların boğazına çok büyük gelir. Akıllarından bile geçirmesinler. Ulusal irade gaspına yönelik ataklar karşısında hiçbir CHP’linin olayı seyredeceğini düşünmesinler. ‘Bu gök kubbeyi başınıza yıkarız’ derken çıkıp da ‘silahlı aksiyon yapacağız’ demiyoruz. Meşruiyet içinde direnme hakkını sonuna kadar CHP, Türkiye’nin her coğrafyasında, her metrekaresinde kullanacaktır.”
“Bu numaralara karnımız tok”
Altay, CHP Mersin Milletvekili Ali Becerikli Başarır ve ÂLÂ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın dokunulmazlık belgelerinin TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nun gündemine almasına ait ise şu değerlendirmeleri yaptı:
“1600-1700 civarında evrak var. Mesela Bay Kemal’in 29, benim 9, Özgür Özel’in 14, Engin Özkoç’un 10 tane var. Hepimizin var. Artık ne oluyoruz? Hayrola. Seçime 3 ay kala bu ne. Ne yapmaya çalışılıyor? ‘1 UYGUN Parti’den 1 CHP’den 2 milletvekilinin dokunulmazlığını kaldıracağız.’ Kenan Cihan başı bu. Bir sağdan, bir soldan üzere. Ne olacak? ‘Bunu seyredeceğiz. Buna sessiz kalacağız.’ Kimse bizden bunu beklemesin. Bu, seçim atmosferini zehirlemeye yönelik ucuz numaradır. Bu, külüstür bir siyaset mühendisliğidir lakin çok külüstür. Tansiyon ve kutuplaşmadan medet ummaktır. Ekonomiyi konuşamıyoruz. Her gün beyefendi bir yapay gündem yaratıyor, her gün bir fitne ateşinin fitilini ateşliyor.”
Altay, milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılarak muhalefetin sindirilemeyeceğini, korkutulamayacağını belirterek, CHP’nin, milletin bu numaralara karnının tok olduğunu lisana getirdi.
“Yeni Meskenim kampanyasıyla vatandaşın konut alabilmesi çok zor”
Cumhurbaşkanlığı makamının, milletin seçtiklerini vazifeden alan, ulusal iradeye darbe yapan bir makam olmadığını söyleyen Altay, 1700 evrak içinden 2 adedinin cımbızla seçildiğini ileri sürdü.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, “İmamoğlu, yargı vazifesini yapanları etkilemeye teşebbüs ediyor. Herkes hukuk devleti unsuruna saygılı olsun” dediğini belirten Altay, “Sayın Bakan, biz 3 Ocak Salı günü sana bunun için geldik esasen. Yargıya müdahaleye müdahale edin diye geldik.” diye konuştu.
Altay, siyasetin mahkemenin kapısından girince, adaletin mahkemenin bacasından çıkacağını savunarak, Adalet Bakanı’nın da “ipe un sermek” dışında bir şey yapmadığını ileri sürdü.
TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranının, sahiden daha düşük olduğunu öne süren Altay, maaşlara yapılan artırımlara karşın vatandaşın cebine giren paranın alım gücünün düştüğünü argüman etti.
Maaşlar ortadayken “Yeni Evim” kampanyasıyla vatandaşın konut alabilmesinin de çok güç olduğunu anlatan Altay, 180 ay vadeyle 1 milyon lira kredi kullanan bir kişinin 9 bin 700 lira, 2 milyon kredi çekenin ise 19 bin 400 lira ödeyeceğini söz etti.
Eski İdeal Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Lideri ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş cinayetinin Ankara’nın göbeğinde işlendiğini fakat hükümetten bir ses çıkmadığını kaydeden Altay, bu suikastın gölgede bırakılmaya çalışıldığını savundu.
