Günay DEMİRBAĞ
‘Atatürk’ün Ziraat Mühendisi Ali Numan Kıraç’ Hulusi Turgut, Ali Numan Kıraç’ın Kurtuluş Savaşı’na katılımından, Atatürk’ün dikkatini çekip ABD’de eğitim görmesine kadar uzanan hikayesini anlatıyor.
Kıraç’ın tarım alanındaki öncü çalışmaları ve Atatürk ile olan yakın ilişkisine değinen, Türkiye’nin tarım politikasında bıraktığı kalıcı etkinin öneminin altını çizen Hulusi Turgut’a kitap hakkında sorularımızı yönelttik.
Kitabınızda Atatürk’ün Ziraat Mühendisi Ali Numan Kıraç’a odaklanıyorsunuz. Bu projeye başlama fikri nasıl ortaya çıktı?
Sayın 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile yaptığım bir sohbette, Ali Numan Kıraç’ın yaşamı ve Atatürk ile olan ilişkisi gündeme geldi. Demirel, Kıraç’ın kısa yaşam öyküsünü bana anlattı ve bu sohbet sonrasında Kıraç’ın hayatını daha derinlemesine incelemeye karar verdim.
Özellikle Kıraç’ın, Kurtuluş Savaşı sırasında Kuvayı Milliye’de görev alması, Ankara’daki Gazi Çiftliği’nde çalışırken Atatürk’ün dikkatini çekmesi ve bu vesileyle ABD’ye yüksek öğrenim için gönderilmesi beni etkiledi. Bu bilgiler ışığında, ‘Atatürk’ün Ziraat Mühendisi Ali Numan Kıraç’ biyografisini yazmaya karar verdim. Kıraç’ın tarım alanındaki çalışmaları ve Atatürk ile olan ilişkisi, Cumhuriyetin tarım politikalarının şekillenmesinde büyük bir rol oynadı ve bu kitabın temel odak noktalarından biri haline geldi.
Ali Numan Kıraç’ı bu kadar özel ve önemli kılan nedir? Onunla ilgili araştırma süreci nasıl gelişti?
Ali Numan Kıraç hem Kurtuluş Savaşı’na katılmış bir Kuvayı Milliye üyesi hem de Cumhuriyetin ilk yıllarında tarımsal kalkınmada öncü rol oynamış bir isim. Onu özel kılan, Atatürk tarafından bizzat fark edilip ABD’ye yüksek öğrenim için gönderilmesi ve dönüşünde Türkiye’de kıraç topraklardan verim almayı başaran yöntemleri uygulamış olmasıdır. Araştırma sürecinde Devlet Arşivleri, akademik makaleler ve gazete koleksiyonlarından faydalandım. Aileden sınırlı bilgi ve belge kalmasına rağmen, bulduğumuz fotoğraflar ve elde ettiğimiz veriler Kıraç’ın portresini çizmeme yardımcı oldu.
Kitabınızda okuyucuların en çok dikkatini çekmesini umduğunuz bir bölüm veya olay var mı? Neden?
Kitapta okuyucuların dikkatini çekmesini umduğum en önemli olay, Ali Numan Kıraç’ın Kurtuluş Savaşı’na katılma kararıdır. Bursa’daki ailesine veda edip zorlu bir yolculukla Ankara’ya ulaşması ve Kuvayı Milliye’ye katılması, onun vatanseverliğini ve cesaretini gösteren bir örnek.
Ayrıca, Kıraç’ın ABD’de aldığı eğitimden sonra Türkiye’ye dönüp tarımsal kalkınmada yaptığı yenilikler de kitabın en çarpıcı bölümlerinden. Kurak ve verimsiz toprakların hakim olduğu o günlerin Eskişehir’i, tarımın neredeyse imkansız olduğu bir bölgeydi. Ancak Kıraç, uyguladığı yenilikçi yöntemlerle, bu bölgeleri kısa sürede çölden yemyeşil meralara dönüştürmeyi başardı. Onun çabaları, sadece Eskişehir’in değil, tüm Türkiye’nin tarımsal verimliliğini artıran, uzun vadeli bir kalkınma sürecini başlattı.
Kitapta Kıraç’ın tarım alanındaki çalışmaları ve Atatürk ile olan ilişkisi üzerine odaklanıyorsunuz. Bu ilişkinin Türkiye’nin tarım politikalarına nasıl bir etkisi oldu?
Ali Numan Kıraç’ın Türkiye’de tarımsal çalışmalara başlaması, erken Cumhuriyet dönemi için oldukça önemli bir dönüm noktasıdır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemindeki savaşlar ve ekonomik sorunlar, tarım sektörünü olumsuz etkilemişti.
Tarım arazileri verimsizleşmiş, üretim seviyeleri düşük kalmış ve modern tarım teknikleri henüz yaygınlaşmamıştı. Bu zorlu ortamda, Ali Numan Kıraç’ın tarımsal reformlar ve modernleşme çabaları büyük bir önem taşımaktaydı. Kıraç’ın öncülüğünde gerçekleştirilen çalışmalar, tarımsal verimliliği artırma ve ülke genelinde tarımda modernleşme süreçlerine önemli katkılarda bulundu.
Tarımsal altyapının iyileştirilmesi, modern tarım tekniklerinin uygulanması ve çiftçilerin eğitimine yönelik adımlar, bu dönemde tarım sektörünün gelişimine büyük katkı sağladı. Ali Numan Kıraç’ın bu alandaki liderliği, Türkiye’nin tarım sektöründe önemli bir dönüşüm sürecine girmesine yardımcı oldu. ABD’de kıraç topraklardan yüksek verim elde etme yöntemlerini öğrenen Kıraç bu bilgileri Türkiye’de, özellikle Eskişehir ve çevresinde uygulamaya koydu. Eskişehir’deki Sazova Tohum Islah Müdürlüğü’nde 18 yıl boyunca çalışarak “Dry Farming Laboratuvarı”nı kurdu.
Susuz topraklarda verimli tarım yapılabilmesi için özel tohumların geliştirilmesi gerekiyordu, ve Kıraç, bu soruna da çözüm bularak Tohum Islah İstasyonu’nu hayata geçirdi. Bu istasyonun amacı, erken Cumhuriyet döneminde ürün kalitesini ve verimini artırmaktı. Zamanla bu istasyonların sayısı arttı ve Kıraç’ın geliştirdiği bu yöntemler, Türkiye’nin tarım politikalarının şekillenmesinde önemli rol oynadı. Atatürk’ün tarıma olan ilgisi ve Kıraç’ın bilimsel yaklaşımları, Türkiye’nin tarım sektöründe sürdürülebilir bir kalkınma sürecini başlattı. Ülkenin kırsal kalkınması için sağlam temeller atıldı.
Atatürk’ün, Kıraç’ın çalışmalarını desteklemesi ve ona duyduğu güvenin arkasındaki sebepler sizce nelerdi?
Atatürk, Ali Numan Kıraç’ın çalışmalarını yakından izledi ve onun tarımsal yeteneklerini takdir etti. Gazi Çiftliği’nde Kıraç’la karşılaşması ve ardından onu ABD’ye gönderme kararı, Atatürk’ün ona duyduğu güvenin bir göstergesiydi. Kıraç’ın ABD’den dönüşte edindiği bilimsel donanımla ortaya koyduğu çalışmalar, Atatürk’ün ona olan güvenini perçinledi.
Kıraç’ın kariyeri boyunca karşılaştığı zorluklar ve bu zorlukların üstesinden nasıl geldiği hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Ali Numan Kıraç, kariyeri boyunca pek çok zorlukla karşılaştı. Özellikle 1950’deki siyasi değişiklikler sonrası Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle devlet görevlerinden emekli edilmesi, onun için büyük bir darbe oldu. Ancak Kıraç, her zaman çalışkanlığı ve inancı ile bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardı.
“Tarımda köklü bir dönüşüm sağladı”
Atatürk döneminde uygulanan tarım politikalarının bugünkü yansımaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Kıraç’ın mirası hâlâ hissediliyor mu?
Atatürk döneminde uygulanan tarım politikaları, devlet ciddiyeti altında yürütüldü ve Türkiye’nin tarım sektöründe köklü bir dönüşüm sağladı. Bu politikalar, tarımsal altyapının iyileştirilmesi, modern tarım tekniklerinin benimsenmesi ve çiftçilerin eğitimine yönelik adımları içeriyordu. Atatürk’ün tarıma verdiği önemin en önemli işaretlerinden biri, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Ankara’da kurduğu ve bugün Atatürk Orman Çiftliği olarak bilinen Gazi Çiftliği’dir.
Bu çiftlik, modern tarım yöntemlerinin devlet desteği ve ciddiyetiyle uygulandığı bir model teşkil etti. Kıraç’ın liderliğiyle gerçekleştirilen reformlar, tarımsal üretimde önemli iyileşmelere neden oldu ve bu miras, bugün bile birçok yörede kendini hissettiriyor. Özellikle Eskişehir ve çevresinde, Kıraç’ın uyguladığı modern tarım tekniklerinin ve tarımsal altyapı yatırımlarının olumlu etkileri hâlâ görülebiliyor.
Kitabınızda Atatürk dönemi Türkiye’sinin tarım politikalarına dair ne gibi önemli bilgiler bulabiliriz?
Kitapta, Atatürk’ün tarım politikasının sağlam temeller üzerine kurulduğunu ve bunun ülkenin ekonomik kalkınmasında nasıl kritik bir rol oynadığını detaylarıyla bulabilirsiniz. Özellikle 1. Ziraat Kongresi’ndeki tartışmalar ve Kıraç’ın Kuru Tarım üzerine sunduğu bildirinin önemi, dönemin tarım politikalarının anlaşılmasında kilit bir rol oynuyor.