Eksim Enerji’nin CEO’su Arkın Akbay enerji sektöründeki gelişmeleri değerlendirdi. 2024 yılının ilk yedi ayında Türkiye’nin kurulu enerji gücünün 111 bin megavatı aştığını kaydeden Akbay, “Bu kurulu gücün yüzde 13’ünü güneş enerjisi, yüzde 11’ini ise rüzgar enerjisi santralleri oluşturdu. Ülkemizde ekonomik aktivitenin güçlü seyri, iklimin etkisi ve elektrikli şarj istasyonlarının elektrikli araçlarla eş zamanlı yaygınlaşmasıyla birlikte, enerji tüketimi Temmuz ayı sonunda geçen yıla göre yüzde 7 oranında artış gösterdi” dedi.
Yatırımlar 10 yıl içinde 4 kat artacak
Akbay özellikle 2026 ve sonrasında enerji depolama ile bütünleşik yenilenebilir enerji üretim tesislerinin devreye girmesiyle sektörde yeni bir dönemin başlayacağını da belirterek, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2035 Ulusal Enerji Planı’na göre, güneş enerjisi santral yatırımlarının 53 GW seviyesine ulaşması hedefleniyor. Şu anki 16 GW’a yaklaşan kurulu güneş enerjisi santralinin, 10 yıl içinde yaklaşık üç katına çıkması planlanıyor. Rüzgar santrallerinde ise hedef 12 GW’dan 30 GW’a yükselmek. Düzenlemelerin diyalog içinde geliştirildiği, izin ve ruhsat süreçlerinin, ekosistemin ve tüketici talebinin ekonomik ve dengeli ilerletilmesinin, ilaveten yatırım teşviklerinin öneminin arttığı bir dönemdeyiz. Bu dönemde projelerin, finansman kaynaklarına ulaşabilme kabiliyeti öne çıkacak. Finansal yapısı güçlü ve yetkin takımlara sahip yenilenebilir enerji şirketlerinin, tahsis edilen elektrik enerjisi kapasitelerini hızla ekonomiye kazandırdığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Yenilenebilir enerji kömürü geçecek
Küresel pazarları da değerlendiren Akbay, 2025 yılında enerji talebinin son yirmi yılın en yüksek seviyelerine ulaşmasının beklendiğini kaydederek; “Isınma, taşımacılık ve sanayide elektrifikasyona dayalı hızlı bir enerji artışı var. Bu durum güçlü ekonomik büyüme, artan sıcak ve soğuk hava dalgaları, veri merkezleri, elektrikli araçlar ile ısı pompaları temelindeki yüksek talepten kaynaklanıyor. Ayrıca 2024-2025 itibarıyla küresel olarak yenilenebilir enerjiden üretilen elektrik miktarının, kömürle üretilen elektrik miktarını geçeceği netleşmiş durumda. Bunun yanı sıra yenilenebilir kaynakların küresel elektrik arzındaki payının, aynı dönemde devreye girecek üretim tesisleri ile %30’dan %35’e çıkması bekleniyor.” dedi.
Yapay zeka yenilenebilir enerjinin geleceğine yön verecek
IEA’nın (Uluslararası Enerji Ajansı) verilerine göre yapay zeka algoritmalarının devreye girmesiyle birlikte veri merkezlerinin elektrik talebi önemli bir konu haline geldi. Yapay zeka ve veri analitiğinin farklı alanlarda giderek daha fazla kullanılması, veri merkezlerinin enerji tüketimindeki artışla ilgili belirsizlikleri artırıyor. Bu belirsizlikler arasında dağıtım hızının, yapay zekanın potansiyelinin ve enerji verimliliği iyileştirmelerinin etkileri bulunuyor. Yapay zekanın yenilenebilir enerji sektöründeki rolünü vurgulayan Arkın Akbay; veri ve iletişim sektörünün elektrik üretim ve tüketim verilerinin daha iyi toplanması, işlenmesi, geçmiş ile mevcut eğilimlerin doğru bir şekilde analiz edilmesi, gelecekteki eğilimlerin daha iyi tahmin edilmesi ve verimsiz yatırımların önüne geçilmesi için kritik öneme sahip olduğunu belirtti. Akbay, “Yapay zekânın derin öğrenme kapasitesini kullanarak, yenilenebilir enerji üretimini ve bakım işlemlerini geliştirip, ekonomik ve sürekli elektrik enerjisi sağlamaya devam edeceğiz.” dedi.
Elektrik enerjisinin ekonomik temini için çalışıyor
Enerji talebindeki artış ve yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki artan payının, hedeflenen dönüşüme hız kattığını ifade eden Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, “Enerji sektörünü yeniden şekillendiren bu değişiklikler hedeflerimizle uyumlu biçimde gelişmeye devam ediyor. Yeni teknolojiler sayesinde, mevcut tesislerimizde üretim verimliliğini artırmakla kalmayıp, sürdürülebilir enerji üretiminde yenilikçi çözümler geliştirme ve uygulamada proaktif bir tutum sergiliyoruz. Eksim Enerji, tahmin algoritmaları ve iş süreçlerinde üretken yapay zeka uygulamaları ile üretim ve tüketim modellemesine yönelik yatırımlarını sürdürüyor. Bu sayede doğru teknoloji seçimi ile yüksek kapasite kullanımına elverişli coğrafi bölgelerde, ekonomik elektrik enerjisinin teminine odaklanmaya devam ediyor. Sektörün geleceğini şekillendiren bu yeniliklere liderlik etmeyi, sadece bir hedef olarak değil, aynı zamanda doğaya ve topluma karşı bir sorumluluk olarak görüyoruz.” dedi.