Dünyanın her yerinde ve tabii ki ülkemizde, içinde “yapay zeka” geçen söylemlerde genel olarak şu doğrultuda bir korku teması var; Yapay zeka işimizi, yaşamımızı elimizden alacak. Bizi bitirecek. İnsanlığın sonunu getirecek!
O yüzden dikkat çekmek için başlığı böyle attım. Oysa gerçek ve yakın-orta gelecekte beklenen durum böyle değil. En azından uzgörebileceğimiz epey bir süre (50 yıl) böyle olması imkansız. Çünkü “Sınırsız, yeşil enerji devrine geçtiğimizde Trans Hümanizm ve Singularity-Tekillik Çağına da geçmiş olacağız. Ve o zamanlarda bu dertler yok. Olmasın diye oraya yani “Tip-1 Medeniyet Seviyesine” doğru ilerliyoruz (Bkz. “Yarının İşini Yarına Bırakma” kitabım).
Yeni yüzyıl pek çok derdimizi çözeceğimiz bir dönem olacak…
Aslında, şu anda iddia edilenin aksine yeni yüzyılda insanlar, doğa ve teknoloji; uyumlu biçimde, bir arada var olma sorununu aşmış olacaklar. Savaşlarımız ve dertlerimiz de birbirimizle ya da robotlarla olmayacak. Çünkü Dijital Medeniyetlerin Dünyadaşlık bilincine yükselmiş olacağız. Sıkıntılar daha çok Galaksideki diğer medeniyetlere yönlenecek. Kısacası farklı boyutlarla uğraşacağız. Yeni 100 yılın sonunda her şey bir kez daha çok farklı ve dönüşmüş olacak. O yüzden rahatlayabiliriz. Yapay zekaya yerimizi falan kaptıracağımız yok! Hele yakın zamanda hiç yok!
Onun için yazımda kullanmak üzere iki farklı yapay zekaya, bu gelecek senaryosunun gerçekleştiği zamanlara dair görsel tarif ettim. Soldakini Midjourney, sağdakini Dall-E yaptı (birkaç saniyede). Görmek için isdunyasindan.com’nin online versiyonundaki köşeme bakın lütfen). Her ikisi de tam olarak yazımın başlığını anlatıyor.
Evet yapay zeka ve robotlar yani teknoloji, iyilik için hayal ettiğimiz işleri yapabildiğinde bizler gerçekten de “Dışarı çıkacağız!” Köle gibi kapalı kaldığımız plazalardan, atölyelerden, laboratuvarlardan, yerin altındaki, suyun dibindeki, bulutların üstündeki, tehlikeli ya da pis işlerden kurtulacak “dışarı çıkacağız”. Çıkmalıyız. Yoksa bunca çabanın ne anlamı var?
Şimdi, şunu görelim: Yapay Zeka ve Sentetik Biyoloji Çağı başladı. İnsanlığın yeni dönüm noktasındayız.
Lütfen bu cümleyi not edin ve iyice özümseyin: İşsiz kalacak olanlar sadece ve sadece yapay zekayla çalışmaya uyum sağlayamayanlar ile dönüşüme ayak uyduramayanlar olacak.
Zannedilenin aksine ve her teknolojik sıçrama döneminde olduğu gibi yeni çözümler ve yeni sorunlar yepyeni milyonlarca iş türetecek, doğuracak.
İşte bazı bilgi ve dayanaklar:
– İnsan zekası, yaratıcılık ve duygusal zeka gibi alanlarda hala yapay zekadan üstün.
– Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nün (MIT) ve benzeri kurumlar tarafından yapılan çeşitli araştırmalar, insanların karmaşık duygusal durumları anlama konusunda yapay zekadan daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Ve yetenekli insan ihtiyacının her alanda (teknoloji odaklı ya da ustalık gerektiren diğer alanlarda) arttığını, gelecek yıllarda daha da çok artacağını anlatıyor.
– LinkedIn’in 2023 İşyeri Öğrenme Raporu, işlere yönelik beceri setlerinin 2015’ten bu yana %25 değiştiğini gösteriyor. Bu durum, yetkinlik gelişiminin önemini açıkça gösteriyor.
– Yapay zekanın yükselişi, insanların iş gücündeki yerini tehdit etmiyor, dişleri değiştiriyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2023 raporlarının tamamında yapay zeka ve otomasyonun, yeni iş alanları yaratarak, 2025’e kadar milyonlarca yeni iş fırsatı oluşturacağı aktarılıyor. Bu, teknolojinin iş gücü piyasasını yeniden şekillendirdiğini, yeni fırsatlar yarattığını gösteriyor.
Sonuç olarak, yapay zeka, organik zekanın yerini almak yerine, onunla birlikte çalışarak yeni fırsatlar yaratıyor. Bu simbiyotik ilişki hem teknolojik hem de insan odaklı bir geleceğin kapılarını aralıyor. Lütfen korkalım ama bunları da görelim… Özellikle de kitaplarımı okuyalım.