Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Yenilenebilir 2024 raporuna göre, dünya yenilenebilir enerji kapasitesinde yaklaşık son 30 yıldaki en hızlı büyüme görülüyor.
Dünyada geçen yıl 2022’ye göre 510 gigavatla yüzde 50 daha fazla yenilenebilir enerji kapasitesi devreye alındı, bu artışın yüzde 75’i güneş enerjisinden sağlandı.
Küresel yenilenebilir enerji gücündeki büyümede Çin başı çekerken, Avrupa, ABD ve Brezilya’daki yenilenebilir enerji kapasite artışı da rekor seviyeye ulaştı.
İklim değişikliğiyle mücadelenin yanı sıra ülkelerin enerji arz güvenliğinde kritik rol oynayan yenilenebilir enerjide büyümenin giderek hızlanacağı öngörülürken, 2028’e kadar dünyanın yenilenebilir enerji kapasitesinin 7 bin 300 gigavata ulaşacağı hesaplanıyor.
Bu artış hızının sürmesiyle, küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 itibarıyla bugünkü seviyesine göre 2,5 katına çıkacağı öngörülüyor. Söz konusu büyümenin yüzde 95’inin güneş ve rüzgar enerjisinden sağlanması beklenirken, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminde en büyük kaynak olan kömürü 2025 itibarıyla geride bırakacağı tahmin ediliyor.
Yenilenebilir enerjideki benzeri görülmemiş büyümeye rağmen geçen ay Dubai’de düzenlenen COP28’de anlaşmaya varılan “yenilenebilir enerji kapasitesini 2030 itibarıyla üç katına çıkarma” taahhüdünün gerçekleşmesi için yatırımların hızlanması gerekiyor.
Küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması, söz konusu kapasitenin 2030 itibarıyla 11 bin gigavata ulaşması anlamına geliyor.
Bu hedefin başarılması için politikalara ilişkin belirsizliklerin giderilmesi, yetersiz şebeke yatırımlarına ilişkin sorunların çözülmesi ve bürokratik bariyerlerin kaldırılarak izin süreçlerindeki aksamaların giderilmesine ihtiyaç duyuluyor.
IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, mevcut politikalar ve piyasa koşullarında küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 itibarıyla 2,5 katına çıkacağını belirterek, “Bu, COP28’deki hedef için yeterli değil ancak bu hedefe yaklaşıyoruz ve hükümetler bu arayı kapatmak için gereken araçlara sahip. Şu anda kara rüzgar ve güneş enerjisi dünyanın neredeyse her yerinde yeni fosil yakıt santrallerinden daha ucuz. Bu kaynaklar, birçok ülkedeki mevcut fosil yakıt santrallerinden de daha ucuz.” ifadesini kullandı.
Birol, buna rağmen başa çıkılması gereken bazı büyük problemler olduğuna işaret etti.
Makroekonomik zorlukların bunlar arasında olduğunu belirten Birol, şunları kaydetti: “Bana göre uluslararası toplum için en büyük zorluk, gelişmekte olan ekonomilerde yenilenebilir enerji projelerine hızla finansman sağlanması ve kapasitenin artırılması. Bu ülkelerin birçoğu yeni enerji ekonomisinde geride kalıyor. Küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılmasında başarıya ulaşılması, bu ülkelerde söz konusu zorlukların aşılmasına bağlı olacak.”