CHP Belediye Liderleri Çalıştayı’nda konuşan CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 7 unsurluk mahallî idareler prensibini açıkladı. Kılıçdaroğlu’nun ‘halkçı belediyecilik’ olarak isimlendirdiği 7 temel prensip, ‘ayrımsız hizmet, yoksul mahallere olumlu ayrımcılık, şeffaflık, liyakat, adaletle yönetim’ başlıklarını içeriyor ve partili belediyelerin bu prensiplere uygun bir idare anlayışı sergilemeleri isteniyor.
Kılıçdaroğlu’nun belediye liderleri için sıraladığı 7 prensip şöyle;
1 – Yönettiğiniz belediyede hemşerilerinizi inançları, kimlikleri ya da hayat üslupları itibariyle ötekileştirmeyiniz. Tüm vatandaşları kucaklayınız…
2 – Hizmeti belirli bireyler, zümreler, akrabalar, yandaşlar için değil, halk için üretiniz. Sizi, bulunduğunuz makama taşıyanın belde halkı olduğunu asla unutmayınız.
3 – Yoksul mahallelere müspet ayrımcılık yapınız. Yatırımlarınızda bu mahallelere öncelik veriniz… Hizmet programınızda bilhassa engelli – dezavantajlı kümeler ve bayanlar lehine irade ortaya koyunuz…
4 – Fakirlere yardım yaparken insan onurunu koruyunuz, ailenin ya da kişinin yoksulluğunu asla teşhir etmeyiniz. Yani halkçılığın temel unsurlarından olan “sağ elin verdiğini sol el görmeyecek” anlayışına uygun davranınız…
5 – Harcamalarınızı, yatırımlarınızı mali disiplin içerisinde planlayınız. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete veriniz. Bütçe kullanımlarınızla ilgili olarak aşikâr aralıklarla belde sakinlerini ve kamuoyunu bilgilendiriniz. Bu tıpkı vakitte “israfla mücadele” demektir. Hiç kimse unutmasın “kul hakkı” halkçılığın temel unsurlarından biridir…
6 – Yönetici atamalarında liyakat aslına kesinlikle uyunuz. Partizanca uygulamalardan mutlaka kaçınınız. Halkçılığın bir başka temel prensibi olan “işi ehline verme” kuralını, her atamada göz önünde bulundurunuz. Kamu faydasına uygun olması koşuluyla sizden evvel başlatılmış projeleri sürdürünüz…
7 – Belediyeyi “adaletle” yönetiniz… Hakkı, hukuku ve adaleti her ortamda savununuz ve gereğini yapınız. Belediye çalışanlarının özlük haklarını eksiksiz koruyunuz, kimsenin işiyle ve aşıyla uğraşmayınız. Böylelikle size oy vermeyenlerin dahi size hürmet duymasını sağlarsınız…
“Türk lirasına olan itimat yok olmuş durumda”
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Herkes nakit tasarrufunu dolar bazında yapıyor. Türk lirasına olan inanç yok olmuş durumda. Bugün bankalardaki mevduatın yüzde 51’den fazlası dolar mevduatı. Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları diyor ki ‘Türk lirasına güvenmiyoruz. Bir ölçü elde avuçta para var. Onu da bankaya yatırdık, lakin dolarla tutabiliriz’. Geldiğimiz nokta budur. Bunu tetikleyen nedir? ‘Tek adam’ rejimi.” dedi.
Haksızlığa uğrayan vatandaş, mahkemede hakkını alabiliyorsa o toplumda inancın var olduğunu lisana getiren Kılıçdaroğlu, “Bugün Türkiye’nin en temel sıkıntılarından birisi siyasal iktidara duyulan güvensizliktir. Bu güvensizlik yalnızca Türkiye içinden değil, yurt dışından da duyulan bir güvensizliktir. Güvensizlik üzerine siz sağlıklı siyasetleri, geleceği, dış siyasetleri, eğitimi, adliyeyi inşa edemezsiniz. Devlet, her toplumda en güçlüdür. Mahkemeleri var, polisi var, jandarması var. En zayıf olan ise devlette yaşayan bireydir, vatandaştır, ailedir. Ancak onun itimadını sağlamak zorunda olan devletin kendisidir. Nasıl bir devlet? Gücü denetim edilmiş bir devlet. Yani yasama, yargı ve yürütmeyle güçler ayrılığı prensibini sağlıklı inşa eden devlet itimat veren devlettir.” tabirlerini kullandı.
“Bir ‘tek adam’ rejimine geçildi”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştiren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Demokratik bir rejimimiz vardı, eksiğiyle, ziyadesiyle. Lakin sonra legal olmayan şartlarda bir referandum yapıldı ve bir ‘tek adam’ rejimine geçildi. ‘Tek adam’ rejiminin münasebeti neydi? Her şey çok süratli yapılacak, çok süratli kararlar alınacak. Bugün geldiğimiz noktada tablo nedir? Bu tabloyu sağlıklı irdeler ve vatandaşın önüne bilgileriyle, sayılarıyla koyarsak vatandaş da gerçeği daha rahat kavramış olur. Bakınız ‘tek adam’ rejimine geçtikten sonra son bir yılda büyüme süratimiz ne oldu? Binde 3 oldu. Dünyada binde 3 büyüyen öbür bir devlet var mı bilmiyorum. Halbuki biz yüzde 5’ler, 6’lar, 7’ler, 8’ler, 9’lar oranında büyüyorduk. Neden binde 3’e düştük? Hani her şey çok süratli olacaktı, Hani önümüzde hiçbir pürüz kalmayacaktı? Hani Türkiye süratli büyüyecekti? Binde 3’ün maliyeti topluma yansımış vaziyette.”
Kılıçdaroğlu, son bir yılda ulusal gelirde 135 milyar dolar düşüş yaşandığını, bu ekonomik düşüşün vatandaşın mutfağına da yansıdığını söz etti.
“Bir sürü propaganda yapıldı”
Gelir dağılımında bozukluk olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Türk lirasının döviz karşısında büyük paha kaybettiğini bilmemiz gerekiyor. Bilhassa AK Parti’li kardeşlerime seslenmek istiyorum; Türk lirası bedel kaybettiğinde, Türk lirası karşısında dolar kıymet kazandığında bir propaganda başlamıştı. Dolarlar yakıldı, ‘Gelin tıraş olun, sizden para almayacağız’ dediler. Bir sürü propaganda yapıldı. Propagandayı yapanlar AK Parti’ye oy veren militanlardı. Yapsınlar, itirazımız yok. Keşke sonuç elde edebilselerdi. Lakin bugün bütün vatandaşlarıma şunu söylemek isterim. Herkes nakit tasarrufunu dolar bazında yapıyor. Türk lirasına olan itimat yok olmuş durumda. Bugün bankalardaki mevduatın yüzde 51’den fazlası dolar mevduatı. Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları diyor ki ‘Türk lirasına güvenmiyoruz. Bir ölçü elde avuçta para var. Onu da bankaya yatırdık, lakin dolarla tutabiliriz’. Geldiğimiz nokta budur. Bunu tetikleyen nedir? ‘Tek adam’ rejimi.“
Son 10 ayda bankalarda artan döviz tasarruf ölçüsünün 28 milyar dolar olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Eskiden ‘demokrasi var’ derdik, güçler ayrılığı prensibi var, yargı bağımsız, devletin değerli kurumları bağımsızdı. ‘Günlük sıcak siyasetlerle o kurumlara müdahale edilmez’ derdik. Lakin bugün Türkiye’nin prestiji bütün demokratik ülkelerde zedelenmiş durumda. Dünyada hukukun üstünlüğü sıralamasında 101. sıradan 109. sıraya düştük. Bilhassa vatandaşların düşünmesi lazım. Neden Türkiye Cumhuriyeti devleti hukukun üstünlüğü konusunda geriye gidiyor?”
