İstanbul’da düzenlenen 18. GYODER Gayrimenkul Zirvesi kamu, özel sektör temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşti. Bu yıl “Şehrini Vicdanla Tamamla” mottosuyla gerçekleştirilen zirvenin açılışında konuşan Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Mehmet Kalyoncu, deprem konusuna değindi.
Kalyoncu, şunları söyledi: “Deprem, bizlere ‘vicdandan mahrum kalan aklın’, enkaz altında kaldığını gösterdi. Akıllı şehirler kavramı da bu depremlerde enkaz altında kaldı. 2023 yılı hem ülkemizde hem de yakın coğrafyalarda yaşanan gelişmelerle ‘vicdan’a ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu gösterdi.
Şehirler, sadece binalardan ibaret değildir. İnsanoğlunun topluluklar halinde yaşadığı yerlerdir. Bizler, şehirlerimizin tasarımından, gelişimine, sürdürülebilirliğine ve yaşanabilirliğine kadar birçok aşamada etkin bir şekilde yer alıyoruz. Bu sorumluluğumuzu vicdanla taşımak zorundayız. Çocuklarımızın vicdanlı şehirlerde yetişebilmesi için…
Şehirlerimiz vicdanla imar edilmeli ki, biz ve bizden sonraki nesiller vicdanla yaşayabilsin. Cumhuriyetimizin tam da 100’üncü yılında hep birlikte, ülkemizi daha güçlü, daha güvenli ve daha sürdürülebilir bir geleceğe taşımalıyız. Bize emanet bırakılan bu topraklar da şehirlerimiz de ona sahip çıkanındır.”
Yeni konut modelinde hedef yüzde 10
Zirvede ele alınan bir diğer konu erişilebilir konut sorunuydu. GYODER, 20 Temmuz’da erişilebilir konut sorununa çözüm için kamu-özel sektör iş birliği (KÖİ) ile arsa maliyetlerini sıfırlayarak kiraları düşürecek olan GYODER Yeni Konut Modeli’nin lansmanını yapmıştı. Zirvede, Yeni Konut Modeli’ne dair son gelişmeleri paylaşan Kalyoncu, “Yeni Konut Modeli ile ilk etapta sorunun en derin şekilde yaşandığı İstanbul’da konut stokunun yüzde 10’unu hedefliyoruz” dedi.
Yepyeni bir çalışma başlatacağız
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümünden Jeolog Prof. Dr. Cenk Yaltırak ise, olası Marmara Depremi için yapıların deprem dayanıklılığını dinamik bir şekilde ölçecek projeyi altı ay içinde hayata geçireceklerini söyledi. Her depremde kendini yenileyen harita sistemi ihtiyacı olduğunu ve dinamik verilerle her fay üzerindeki stresin hesaplanabileceğini dile getiren Yaltırak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yepyeni bir şey yapıyoruz.
İstanbul’da, bütün Marmara Bölgesinde herkesin evinin yıkılıp yıkılmayacağını söyleyeceğimiz, ana temel altyapıyı oluşturmak için çalışıyoruz. İTÜ’de imza aşamasındayız. Ne işe yarayacak? Biz Marmara’da ister tek, ister çoklu fay, ister hepsi bir arada olsun, bu sistemi kurduğumuzda Marmara Bölgesini gözlemlerken, 4’ün üzerindeki bütün depremlerde spektral ivmeleri öğreneceğiz.
Böylece ilk defa yerin altını, kabuğu ve ilk 100 metresini modelleyecek bir sistem yapacağız yapay zekâyla. Yer bilimleri datasını canlı dataya dönüştüreceğiz. Yani, fayın artık üzerine, evlerimizin üzerine elektrotları takacağız, cep telefonlarımızda o elektrotlar olacak. Milyonlarca data da bir veri merkezine akacak. Böylelikle bir sokaktaki bir evin yıkılıp yıkılmayacağına karar vereceğiz.”
400 bin konut inşası sürüyor
GYODER zirvesinde konuşan İstanbul Milletvekili Murat Kurum ise “11 ilimizi kapsayan bir afet seferberliği başlattık. TOKİ ve Emlak Konut önemli bir sınav verdi. Tarihi ve kültürüyle oradaki yapıyı koruduk.
Çok büyük destekler oldu. Bölgenin yeniden inşa ve ihya sürecinde üstlendiğiniz bu tarihi sorumluluk milletimiz nezdinde de hafızalara kazınmıştır” dedi. Nüfusun yüzde yetmişe yakınının deprem bölgelerinde yaşadığını söyleyen Kurum, “Bugüne kadar 2 milyon 200 bin konutun dönüşümünü tamamladık.
Bunun dünyada örneği yok. Başlattığımız onlarca projeyle birlikte sahada 400 bin konutumuzun inşası devam ediyor. Bunların 170 bini İstanbul’da inşa ediliyor. Şehirlerimiz bizden ne bekliyor. Bunu görerek gerekeni yapmalıyız. İstanbul’u ve tüm Türkiye’yi 100’üncü yılında deprem ve iklim değişikliğine karşı dirençli hale getireceğiz”diyekonuştu.
Marmara triaja girmeli
Kentsel dönüşüm konusuna değinen ve burada en önemli sorunun önceliklendirme olduğunun altını çizen Prof. Dr. Cenk Yaltırak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siz Akatları, Ulus’u, Etiler’i, kentsel dönüşüme sokarken, Gültepe’ye bakmıyorsanız, Fikirtepe’yle ilgilenmiyorsanız, Balat’a, Fatih’e yanaşmıyorsanız, oralarda rant olmadığı için inşaat işine girmiyorsanız, büyük depremler geldiğinde, sizin o yaptığınız lüks binaların hiç değeri olmayacak.
Çünkü kentin büyük kısmı, o binalara harcanan o büyük paralar, daha çok sayıda bina yapılmasına engel oluyor. Yani yıkılmayacak binaları lüks binalara dönüştürüyorsanız, beton çöplüğüne ve acil kan ihtiyacı olana değil, obez hastaya kan veriyorsunuz demek. Kentsel dönüşüm paradigmanızı değiştirin. Marmara’yı triaja sokmalıyız” diye konuştu.