Müjde DEMİR
Enflasyon muhasebesinin yüksek risk taşıyarak işletmeler için yük olmaya ve yatırımları olumsuz etkilemeye başladığını söyleyen Mersin iş dünyası, ekonomi yönetimine bu tür vergilendirme politikalarının yeniden gözden geçirilmesi ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından daha uygun çözümler bulunmasının elzem olduğunu belirterek, bu konuda daha dengeli bir yaklaşım benimsemeye ve ekonomik büyümeyi destekleyecek adımlar atmaya davet etti.
“Enflasyon muhasebesi bir varlık vergisine dönüşmemelidir”
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, “Enflasyon bir ‘şişme’ durumudur. Enflasyon her şeyi içi boş, büyük bir balon haline getiriyor” dedi. Son zamanlardaki yüksek enflasyonla birlikte kâr oranlarının, bilançoların ve kazanımların büyük göründüğünü fakat bunların aynı içi boş balonun büyüklüğü gibi olduğunu söyleyen Çakır, “Ne yazık ki gerçek, hissedilen durum böyle değil. Bundan dolayı şirketler, mali durumlarını, bilançolarını, stoklarını, parasal olmayan varlıklarını da enflasyona göre yeniden bir enflasyon muhasebesi yaparak yeniden belirlemek zorundalar ama bu düzenleme gerçekçi olmayan vergilere, kazanç kaynaklı olmayan varlık vergisine dönüşmemelidir.
Hiçbir ticari faaliyeti olmayan, gayri faal şirketler bile vergi yüküyle karşılaşacak. Ayrıca, öz kaynak yetersizliği yaşayan ve borç ya da öz sermaye oranı yüksek olan işletmelerde, enflasyon düzeltmesi vergi yükünü artıracağından bu işletmelerin finansman ihtiyaçları da artacaktır. Konu ile ilgili üyelerimizin ve Odamızın öneri ve görüşlerini üst çatı kuruluşumuz olan TOBB’a ilettik. Biz tabanın sesine, meslek örgütlerinin sesine kulak verilirse aklı selim bir çözüme ulaşılacağını düşünüyoruz. Vergi sistemi üretimi desteklemeli, paradan para kazanmayı değil” dedi.
“Vergi adaletini zedeleyecek bir durum”
Mersin Ekonomi Platformu (MEP) Başkanı Servet Özkaya, enflasyon muhasebesinin yüksek risk taşıyarak işletmeler için yük olmaya ve yatırımları olumsuz etkilemeye başladığını kaydetti. Enflasyon düzeltmesi farklarının vergilendirilmesi, ekonomik büyüme ve istikrar üzerinde olumsuz etkilere yol açma noktasında yüksek bir risk taşıdığını, kriz döneminde özellikle de sermaye yapısı güçlü olmayan işletmeler için yük oluşturmaya başladığını söyleyen Özkaya, “Şöyle ki enflasyon düzeltmesi hesaplamaları ile ortaya çıkacak farklardan dolayı mükelleflere ilave vergi çıkması, vergi adaletini zedeleyecek bir durumdur.
Ekonominin ve vergi gelirlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak öncelikli gündemimiz olmalı ve enflasyon düzeltmesini vergisel bir sonuç doğurmadan, muhasebe işlemi olarak değerlendirilmesi ve öylece uygulanması sağlanmalıdır” diye konuştu.
Enflasyon düzeltmesi farklarının vergilendirilmesi, ekonomik büyüme ve istikrar üzerinde olumsuz etkilere yol açma noktasında yüksek bir risk taşıdığını söyleyen Özkaya, bu durumun yatırımcı güveninin zedelenmesine, sermaye maliyetlerinin artmasına, şirketlerin finansal sağlığının zayıflamasına ve uluslararası rekabet gücünün azalmasına neden olacağını belirti.
Gündoğdu, “Enflasyon muhasebesi, domino tesirli iflaslar yaratır”
Mersin Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Başkanı Adnan Gündoğdu, uygulamanın, mali müşavirler ve vergi mükellefleri üzerinde büyük bir adaletsizlik ve ek vergi yükü yaratacağını vurguladı.
Firmaların satış yapmasa dahi kayıtlı stoklar, makine-teçhizat, sermaye ve diğer demirbaşların enflasyon oranında yeniden değerlendirileceğini belirten Gündoğdu, ülke genelindeki yüzbinlerce vergi mükellefinin bu uygulama ile adil olmayan bir vergi yükü ile karşı karşıya kalacağını ifade etti.
Gündoğdu, “Orta Vadeli Programın sonuçlarını verdiği, iş dünyasının önünü görmeye başladığı bu dönemde bir nevi yeni varlık vergisi olarak hayata geçen bu uygulama ile şirketler zor duruma düşecektir. TL’nin değer kaybetmesi ve yüksek enflasyon sonucu fiyatları artan hazırdaki şirket varlıklarına yeniden değer biçilerek oluşan kar veya fiyat artışı üzerinden yüzde 25’lere varan vergiler çıkarmak domino tesirli iflaslar yaratacaktır” dedi.
Şirketlerin sene başında tahmini bütçe ve bilançolar ile yönetildiğini belirten Gündoğdu, sene bitmeden getirilen yeni vergiler ile hesapların sapacağına dikkat çekti. Gündoğdu, “Şirketler bu zorlu ortamda sene sonunu görmek, finansmana erişmek ve günü kurtarmak gibi hesaplar peşinde koşarken ek vergi ve ödemelerin çıkarılması ile sene başındaki hesaplar tutmayacak ve birçok şirket batma noktasına gelecektir. Bu uygulamaya son verilmemesi durumunda uzun yıllardır mücadele ettiğimiz işsizlik oranları tekrar artabilir. Bu uygulamadan bir an önce dönülmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Enflasyon düzeltmesi yıllık ve vergisiz olmalı”
Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Levent Türkili ise enflasyon düzeltmesi sonrası varlıkların artışından kaynaklı kâr nedeniyle, şirketlerin daha yüksek vergi ödemek zorunda kalabileceğine dikkat çekti.
Herhangi bir alım-satım olmadan düzeltme nedeniyle gerçekte doğmamış kâr üzerinden vergi hesaplanmasının hakkaniyetli olmayacağını söyleyen Türkili, yüksek enflasyon nedeniyle işletmelerin faaliyetini öz sermayeleri ile yürütemez hale geldiğini ve yabancı kaynaklara ihtiyaç duyduğunu belirtti. Türkili, “Bu durumda varlıklarını, borç ile karşılayan işletmelerin çoğu 2024 ve müteakip yıllarda geçici vergi dönemlerinde mali tablolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutması sonucu kâr etkisi yaratacak ve bu kâr üzerinden vergi hesaplanacaktır.
Enflasyon düzeltmesi sonucu, işletmelerin henüz elde etmediği düzeltme nedeniyle kazançlarından talep edilen bir vergi olması, yüksek enflasyon nedeniyle dar boğaza düşen işletmelere ciddi bir vergi yükü oluşturmaktadır. Ülkemizdeki yüksek enflasyon nedeniyle satın alma gücünü fazlasıyla kaybeden işletmeler faaliyetini yürütemez halde iken, birde enflasyondan kaynaklanan vergi etkisi nedeniyle birçok işletme faaliyetine son vermek veya iflas etmek zorunda kalacaktır” dedi.