Toplamda 12 bin 500 kullanıcıya erişen ve dünyada 10 distribütörle çalışan Octopod, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ARI Teknokent’in Türk teknoloji şirketlerini ABD pazarına taşıdığı Innogate Milletlerarası Hızlandırma Programı’yla ABD pazarına açıldı.
Octopod İdare Heyeti Lideri Şenol Balo, işletmelere, gereksinim duydukları yazılımları, yazılımcıya gereksinim kalmadan geliştirme imkanı sunduklarını tabir ederek, “İşletmelere kod yazmalarına gerek olmadan, ‘sürükle bırak’ sistemiyle, adeta ‘oyun oynar gibi’ yazılım geliştirme imkanı sunduk.” dedi.
Dünya üzerinde her bölümde rekabetin ağırlaştığını ve işletmelerin dijitalleşmesinin artık büyük bir mecburilik haline geldiğini vurgulayan Balo, kurumların dijital dönüşümünde gerek duydukları yazılım muhtaçlıklarının daha süratli, daha düşük maliyetle, gelişen teknolojilere nazaran değişim ve dönüşüme ayak uyduracak biçimde karşılanması hususlarında Ar-Ge faaliyetleri yürüttüklerini ve yeni jenerasyon teknolojiler ürettiklerini anlattı.
Balo, Türk mühendislerin geliştirdiği Octopod’un, 2020’de 25 milyar dolarlık pazara ulaşacak “low code/no code” yazılım geliştirme pazarında dünyadaki birinci örnekleri ortasında yer aldığını belirterek, şunları kaydetti:
“Dünyada birinci sıralarda, Türkiye’de ise bir birinci olan, no-code teknolojisi ile kod yazmadan iş uygulamaları geliştirme platformu Octopod, kurumsal dijital dönüşümde büyük kıymet arz eden yazılım geliştirme süreçlerinde yaşanan meseleleri ortadan kaldıran bir inovasyon projesi, öbür bir deyişle yeni bir yazılım lisanıdır. Barındırdığı özellikler ile iş dünyasını, maliyet aktif, ulaşılabilir ve süratli geliştirilen iş uygulamaları ile buluşturan Octopod, yeni bir yazılım lisanı olarak yüksek verimlilik sunarken, modüler, esnek ve entegre yapısıyla her yerden erişim sağlıyor.”
“Birçok noktada başarılı örnek ve referanslara sahip”
Şenol Balo, Octopod’un, BPM iş akış motoru ile süreç tasarımı ve idaresi, grafik raporlama tahlilleri ile BI analitik, süratli yazılım geliştirme aracıyla multiplatform uygulamalar geliştirme imkanı sunduğunu tabir ederek, “Hazır yazılımların sunduğu ortalama yüzde 65 verimliliğe rağmen Octopod, şirketlerin muhtaçlığını yüzde 100 olarak karşılayacak biçimde yazılım geliştirebilme kabiliyetinde. Ayrıyeten Octopod, esnek, modüler bir sistem olarak mevcut yazılımlara çarçabuk entegre oluyor.” diye konuştu.
Octopod ile yazılım geliştirmenin, kod ile yazılım yazmaya nazaran 6-20 kat daha süratli olduğunu vurgulayan Balo, şunları kaydetti:
“Kurulum gerektirmeyen Octopod’a web üzerinden, ister bilgisayarınızdan ister tabletinizden isterseniz de cep telefonunuzdan da anlık ulaşabiliyorsunuz. Octopod, iş süreci tanımlanabilen tüm iş uygulamaları için uygun bir platform. Kesim, departman, çalışan kişi sayısı üzere etkenlerden bağımsız, her boyutta şirkete yarar sağlıyor. Üretimden lojistiğe, inşaattan hizmet dalına kadar birçok noktada başarılı örnek ve referanslara sahip. Birçok memleketler arası şirket, Octopod ile kendi uygulamalarını kendisi geliştirerek dijital dönüşümleri gerçekleştiriyor ve verimliliklerini artırarak daha karlı hale geliyor.”
“Klasik yazılım geliştirme metodlarına nazaran 20 kat daha hızlı”
Octopod İdare Konseyi Lideri Balo, dijital dönüşümü gerçekleştirmek için firmalara gereksinimleri doğrultusunda geliştirilmiş birçok hazır paket yazılım sunulduğunu, hazır yazılımların ortalama yüzde 65 verimlilik sağladığını söyledi.
Her bölümün kendine özel istekleri, çalışma modelleri ve paket tahlilleri bulunduğunu aktaran Balo, şöyle konuştu:
“Hazır yazılımları işletmelere uyarlamak, hem maliyetli hem de vakit alıyor. Octopod, bu noktada şirketlerin gereksinimini yüzde 100 karşılayacak formda iş uygulaması geliştirebilme imkanı sunarak oyunun kurallarını değiştiriyor. Yapılan araştırmalar, yazılım bölümündeki beklentilerin karşılanma oranının çarpıcı bir formda yüzde 20’lerde kaldığını, beklentileri karşılayacak insan kaynağı ve tahlillerin maalesef yetersiz kaldığını gösteriyor. Üniversitelerde teknoloji konusunda birçok kısım açılıyor olmasına karşın uzun olan eğitim müddetleri maalesef kesimdeki sürate ve dinamiğe yetişemiyor. Octopod, klasik yazılım geliştirme metodlarına nazaran 20 kat daha süratli yazılım geliştirme imkanı sunuyor. Üstelik şirketlerin dönüşüm seyahatinde esnek, ölçeklenebilir, değiştirilip özelleştirilebilir bir yol arkadaşı oluyor.”
Sistemi canlıya almak için F5’e basmak yeterli
Şenol Balo, Octopod’un, entegrasyon altyapısı sayesinde mevcut yazılımlara çarçabuk entegre olduğunu ve mevcut dataların kolaylıkla kullanılmasını sağladığını belirterek, “Octopod’u kullanmaya başladığınızda mevcut yazılımın değiştirilmesi gerekmez, Octopod ile geliştirilebilir. ‘Sistemi canlıya alma’ üzere kavramlar, Octopod ile ‘anlık’ kavramlardır. Yapılan değişiklik, F5 yapan kullanıcı tarafından anında kullanılmaya başlanır.” diye konuştu.
Octopod’un pazarda güçlü bir taleple karşılaştığını söz eden Balo, şunları kaydetti:
“Hizmet vermeye başlamamızın üzerinden şimdi 2 yıl geçmesine rağmen 10 ülkede distribütör sayısına ulaştık. Octopod, 120 kurumsal müşteride 400’ün üzerinde gerçekleştirilen proje ile 12 bin 500 kullanıcıya erişmiş durumda. Hizmet dalından inşaat kesimine, elektronikten perakendeye kadar çok geniş bir yelpazede müşterilerimiz bulunuyor. Sunduğu fiyatsız sertifika eğitimleri ile şu an dalda, Octopod platformu ile kod yazmadan iş uygulaması geliştirebilen 2 bin 500’ün üzerinde ‘Octopoder’ bulunmakta. Ayrıyeten, üniversitelerde sunduğu eğitimler ile bu sayı her geçen gün artmakta. Octopod, 20 çalışanı ile iki faaliyet yılında da yüzde 50 büyüme sayılarına ulaşmıştır. Süratle artan partnerlik ekosistemi ile Octopod’la geliştirilen uygulamalar, SaaS tahliller birer birer bölümde uzunluk göstermeye başlamıştır.”
“Amerika ofisini açarak büyümek istiyoruz”
Octopod İdare Heyeti Lideri Balo, Octopod’un Türkiye’de doğan bir ulusal marka olarak dünya piyasasında paha görmesinden memnunluk duyduklarını, Türkiye’nin teknoloji markalarından biri olmayı hedeflediklerini söyledi.
İTÜ ARI Teknokent’in Türk teknoloji şirketlerini ABD pazarına taşımak için hayata geçirdiği Innogate Milletlerarası Hızlandırma Programı’na katıldıklarını hatırlatan Balo, bu kapsamda Türkiye’de geçirdikleri 5 haftalık eğitim programına ait şunları kaydetti:
“Çok bedelli 5 hafta geçirdik. Başlangıçta bu kadar yorucu olacağını düşünmemiştik lakin epey ağır, yorucu ve zihin açıcı bir program oldu. Her adım Innogate grubu tarafından çok sıkı takip edildi ve mümkün olan en yüksek verimlilikte programın ilerletilmesi sağlandı. Türkiye pazarı için yanlışsız olan birçok bilginin Amerika pazarı için farklı doğruları olduğunu, satış ve pazarlama yaklaşımlarının tıpkı olmadığını kavramış olduk.
Programın ABD devrinde ise hakikat bir eseri, gerçek bir pazarlama stratejisi ile sunduğunuzda, ABD pazarının ne kadar büyük ve karlı bir pazar olduğu konusundaki niyetlerimizi süratli bir biçimde dikey ve yatay manada birçok farklı alanda gözlemleme talihi bulduk.”
Küresel ölçekte ABD’yi bir sıçrama tahtası olarak gördüklerini söz eden Balo, “Bizim öncelikli gayemiz, ABD’de low code ve no code kesiminin çalışma dinamiklerini anlamak, rakiplerin stratejileri ile kendi strateji ve eser konumlamamızı karşılaştırmak olacak. Çabucak gerisinden gerekli gördüğümüz eksik taraflarımızı tamamlayarak bize uygun yapıda Amerika ofisini açarak büyümek istiyoruz. Birebir vakitte Amerika üzerinden tüm dünyaya ulaşma siyaseti izleyeceğiz.” formunda konuştu.
Kaynak: AA
