SHURA Enerji Dönüşümü Merkezinin “2053 Net Sıfır: Türkiye Elektrik Sektörü İçin Yol Haritası” raporu açıklandı. Rapora göre, 2022 sonu itibarıyla elektrik kurulu gücünün yaklaşık yüzde 54’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşurken toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payı yüzde 40 düzeyinde bulunuyor.
Raporda yer alan “Net Sıfır 2053” senaryosuna göre, Türkiye’nin enerji talebi 2030’a kadar ekonomik faaliyetlere bağlı olarak artacak. Sonraki dönemde ise elektrifikasyonun ve enerji verimliliğinin etkisiyle enerji talebi azalmaya başlayacak ve 2053’te yaklaşık 1200 teravatsaat ile 2020 yılı seviyelerine yakın gerçekleşecek. Türkiye’nin toplam karbon emisyonlarının 2025’te 417 mil yon ton değeriyle zirveye ulaşacağı öngörülen rapora göre, 2035’te kömür santrallerinden elektrik üretiminin sistemde kalmaması toplam karbon emisyonlarını 2025 yılı emisyon seviyelerine oranla yüzde 37,2 oranında düşürecek.
Güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarında yeni fırsatlar
Toplam elektrik talebinin 2053’te 982 teravatsaat seviyesinde olacağı öngörülen rapora göre, son kullanıcı sektörlerin net elektrik talebinin 2020 yılı seviyesinin yaklaşık 2,4 katı olacağı belirtiliyor. Raporda, 2020-2055 yıllarını kapsayan projeksiyon döneminde net sıfır emisyon seviyesine ulaşmak için elektrik sisteminin yıllık ortalama yatırım hacminin 15 milyar dolar civarında olacağı tahmin ediliyor.
Toplam yatırımların yaklaşık yüzde 62’lik kısmını yeni elektrik üretim santralleri ve depolama sistemleri yatırımları oluştururken, geriye kalan kısım ise şebeke altyapısının geliş tirilmesi için harcanacak. Raporda, karasal rüzgar kurulu gücünün 2035’e kadar 38 gigavata ulaşacağı ve daha sonra bu kapasiteye her beş yılda bir yaklaşık 20 gigavat ilave kurulu gücün eklenmesiyle 2055’te toplam 120 gigavat kurulu kapasiteye ulaşacağı tahmin ediliyor.
Güneş enerjisi kurulu gücünün 2035’te 57 gigavata, 2055’te ise 220 gigavata ulaşması bekleniyor. Net sıfır hedefine yönelik eylemlerin gecikmesi durumunda neler olabileceğini “duyarlılık analizi” ile ortaya koyan rapora göre, enerji dönüşümü ve iklim eylemlerinin gecikmesi halinde elektrik sektöründeki kümülatif emisyonların yüzde 46, 2031- 2055 döneminde ise kümülatif enerji ithalat maliyetlerinin yaklaşık yüzde 20 daha fazla olacağı tahmin ediliyor. 2040-2050 döneminde başta güneş ve rüzgar olmak üzere 200 gigavatın üzerinde yeni kapasite kurulumunun tamamlanabilmesinin, neredeyse imkansız hale geleceği belirtiliyor.